Geleneksel El Sanatları » Keçecilik

Keçe, yün, kıl ya da pamuğun ıslak ortamda çiğnenip dövülerek liflerinin birbirine kaynaştırılmasıyla elde edilen ve örtü, yaygı, çadır ya da giysi yapmakta kullanılan kaba kumaş şeklinde tarif edilmektedir.
 
Keçeci kalfa ve ustaları yıllar süren çalışmalar sonunda yetişmektedirler. Altı yedi yıl kadar bir süreyle yün ditme, yün atma, ayakla yün tepme kalıba yün hazırlama, keçe pişirme gibi çeşitli işleri yapan çırak önce kalfalığa yükselir,daha sonra da usta olup kendi başına dükkan açmaya hak kazanırdı. Başka sanatlarda olduğu gibi keçecilikte de bu mesleğin kurucusu olduğuna inanılan bir pirin varlığı kabul edilirdi. Keçeciliğin piri olarak Ebu Said Rukbani, Ebu Said Rabbani ya da Ebu Said Libabid benimsenmişti. Keçe üretimi günümüzde de, fazla yaygın olmamakla birlikte, eski merkezlerin birçoğunda geleneksel yöntemlerle ya da bazı aşamalarda makine yardımıyla sürdürülmektedir. Keçe koyun ve kuzu yününden deve yününden ya da keçi kılından yapılır. Bunlar kıvırcık yapı olduğundan kolay keçe haline getirilebilir. Kuzunun hazirandaki ilk kırkımı ile koyunun ağustostaki ikinci kırkımından elde edilen yünden yapılan keçeler en nitelikli olanlardır.
 
Kıvırcık yün, başka elyaf türleriyle keçeleştirilebilir. Keçe üretiminde, liflerin birbirine kaynaştırılması için bağlayıcı ya da yapıştırıcı kullanmaya gerek yoktur. Pamuk ya da yünden dokunmuş kumaşlar da keçeleştirilerek daha kalın ve sağlam bir yapıya kavuşturulabilir. Dokunmuş keçe denen bu tür kumaşlar gerçek keçeyi andırır ve aynı amaçlarda kullanılabilir.
 
Geleneksel yöntemlerle keçe yapabilmek için önce yünler suya batırılır, temizlenir, elle çıkmayan pislikleri makasla kesilip ayrılır. elle ditildikten sonra ıslatılır, hallaç yayı ile atılarak ince liflere ayrılır. yere serilen bir hasırın üstüne, yapılacak keçenin boyundan büyük bir bez örtülür. Nemlendirilmiş yünler bu beze yayılır. Bezin boş uçları yayılan yünlerin üstüne katlandıktan sonra hasırla birlikte kıvrılarak rulo yapılır, iki başında ve ortasından sıkıca bağlanır. Birkaç kişi bu rulonun üstüne çıkıp tekmeleyerek çiğnerler. Hasır rulo aralıklarla suya batırılarak, yünlerin birbiri içinde kaynayıp keçe haline gelmesine değil çiğneme sürdürülür.
 
Keçe hasırdan çıkarıldıktan sonra kenarları düzeltilir, sıcak su dökülerek açılan keçe, elle dövülür. Pişirme denen ve keçedeki liflerin birbirine iyice geçmesini sağlayan bu işlemin ikinci kez tekrarlanması da kazıklama diye adlandırılır. Pişirme ve kazıklama aşamalarından sonra keçe oklavalanarak yeniden düzeltilir ve yapımı tamamlanır.